Birinci Cahiliye Devri
Eskiden, eski zaman insanları Peygamber Efendimiz ﷺ gelmeden onlar hakikati ararlardı tabii. Hazreti İsa ‘alayhi s-salām’la Peygamber Efendimiz ﷺ arasında uzun zaman geçti o vakit. Peygamberler olmamıştı o vakit.
Onun için hikmetli insanlar çıkarlardı.
Allah ﷻ onlara ilham eder ki bu yolu, Allah’ı ﷻ tanısınlar diye, Allah ‘Azza wa-Jalla’yi tanısınlar diye. Onlar insanlara ışık olurdu. Yani hiçbir şey olmadığı halde akıllı insan bir şey yapmasını biliyor. Allah ‘Azza wa-Jalla’nin varlığını biliyor. O putla, heykelle filan, onlarla iş olmayacağını biliyorlar. Onun için hikmetli sözler, hikmetli şeyler yapıyordu. İnsanlara da hidayet olsun diye vesile oluyordu. Bu Peygamber gelirse ona tabi olun diye nasihat ediliyordu. O vakit yani dediği bu hiçbir şey yokken bunlar böyle hak yolu arıyorlar.
O birinci cahiliye zamanı diyor, jāhiliyyati l-ūlā o zamandı Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu ‘alayhi wa-sallam’in dünyaya geldiği vakit. Bütün dünya cahillik, kapkaranlıktı. Her tarafta tam İslam’ın, insanlığın, iyiliğin, her şeyin tersine olan bir zamandı. O vakit Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu ‘alayhi wa-sallam gönderildi. Hepsi hidayete erdi çoğu. Ermeyenler de onlar da biraz kendilerini düzelttiler. Çünkü baktılar ki bu insanlık böyle değil, gene biraz düzelttiler.
İkinci Cahiliye Devri
İkinci cahiliye dediğimiz zaman bu zamandır. Bu zaman daha kötü. Her şeyi insanlar biliyor. Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu ‘alayhi wa-sallam gelmiş. Bütün dünya duymuş. Onun ﷺ peygamberliği, son Peygamber olduğunu da insanlar biliyor. Gene de bu cahillik yapınca daha kötü.
Birinci cahillikten daha kötü.
O vakit hiçbir şey yoktu. İnsanların ne insanlıktan haberi vardı, ne dinden, ne imandan. Hiçbir şeyden haberleri olmadığı için o birinci cahiiliye. O daha hafif. Şimdiki çok daha ağır bir cahiliye. Cahiliye demek hiçbir şey bilmemek demek. Cehalet odur.
İstersen sen bütün dünyanın kitaplarını yut, Allah ‘Azza wa-Jalla’yi tanımadığın vakit sen cahilsin, hiç şey değilsin. Akıl verilmiş ama aklını kullanmayan insandır cahil. İşte biz bu zamanda yaşıyoruz. Çoğu insan kendi nefsinin, arzularının, isteklerinin esiri olmuş, kölesi olmuş. Onun nefsinin istediğini yapıyor. Hakikati istemiyor. Biz bundan memnunuz deyip böyle yaşıyorlar. Onlar işleri güçleri sırf dünya. Ahiret diye bir şey istemiyorlar, düşünmüyorlar, kabul etmiyorlar. Memnunuz diyorlar. Başkalarını da bu yola teşvik etmek istiyorlar. Ne kadar kötülük varsa onu yapın diyorlar. Bu insan istiyorsa her şeyi yapabiliyor diyor. Sen, insan kendi kendini yaratmadı ki istediğini yapsın.
Allah ‘Azza wa-Jalla yarattı.
Onun yapacağı şeyleri ona öğretti. Yapmayacağı şeyleri de tabiatına, fıtratına olarak uygun olmadığı şeyleri de yasak etti. Şimdiki işte ikinci cahiliyedir hemen hemen. Sırf fertler değil de hükümetler kendilerini insanları idare edecek üniversiteler bütün şeyler tam cahilliği yapsın, insan cehalete girsin diye ellerinden geldiğini yapıyorlar. Karşı çıkarsan sana bazı yerlerde ceza veriliyor. Bazı yerlerde fazla iyi bakılmıyor. Ama bu cahiliye devrinin tam ortasındayız. Bundan sonra bu tamam kemale erince bu da gitmesi lazım, bu da gidecek.
Her şeyin bir sonu var. Bu birinci cahiliye dönemi gitti. Bu ikinci cahiliye dönemi de gidecek Allah’ın ﷻ izniyle. Onun için insanlar, müslümanlar ümitsizliğe kapılmasın. Bu varlık bütün Allah’ın ﷻ verdiği şeydir. Bu bütün dünya, evren, varlık ne varsa Allah’ın ﷻ yarattığı şeydir. Başkası onu istediği gibi kullanamaz, istediği gibi yapamaz. Bir vakit verir Allah ‘Azza wa-Jalla, ondan sonra o gider. Dediğimiz gibi eski işte o bilge adamlardan Peygamber Efendimiz ﷺ aynı şeyi söylüyor, “kullu ātin qarīb”. Her gelecek yakındır.
Gelmeyecek uzaktır diyor Peygamber Efendimiz ṣallá Llāhu ‘alayhi wa-sallam.
O eski bilge insanlar da aynı şeyi söylemişti bu Peygamber Efendimiz ﷺ onu duymuştu. “Kullu ātin qarīb.” Bu gelecek uzun bir hutbe yapmıştı o bir mübarek. Onun hikmetli şeydi ama bu ondan bir bölüm, hem hadis Efendimiz’in ﷺ hadisi, hem o bilgenin söylediği gelecek yakındır. Yüz sene sonra olsa gelecek yine yakındır. Gelmeyecek uzaktır. Gelmeyecek demek hiç gelmeyecek. Onun için bu bu şeyin, her şeyin bir sonu var. O da gelecektir, o da yakındır in shā’a Llāh bu şeylerin. İyiliğe, iyiye tebdil olur in shā’a Llāh.
Şeyh Mehmet Efendi (k.s.) 9 May 2022 LEFKE